Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
BAŞBAKANIN AMERİKA ZİYARETİ
Amerika’ya gelişimden birkaç yıl
sonra, abimden gelen bir mektup başbakanımızın Amerika’da nasıl
karşılandığını soruyordu. Başbakanımızın buralara geldiğini ilk kez o
zaman duymuştum.
Zamanla iletişim çok ilerlemiş, hergün Türk gazetelerini okumamızı
sağlayan Internet gelişmişti. Bu sefer Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
Amerika’ya geleceğini Internet’ten okuduğum Türk gazetelerinden birkaç
hafta önce öğrenmiştim.
Başbakanın ziyaretiyle ilgili bol haber beklerken, ne 250.000
tirajlı yerel gazetemizde (Minneapolis StarTribune), ne de
Internet’ten hergün okuduğum New York Times’da Tayyip Erdoğan’ın
Washington ziyaretiyle ilgili bir haber vardı. İzlediğim televizyon
kanallarında da durum aynıydı. Sayılarında büyük artış gören
televizyon ve radyo kanallarından birkaçının Erdoğan’la ilgili
haberler vereceği garanti idi. Nitekim eşim, Erdoğan’ın basın
toplantısının bir bülümünü radyodan dinlediğini söyledi. Eskiye
nazaran, ülkemize gösterilen ilgi çok artmış olmasına rağmen,
başbakanımızın son ziyaretine gösterilen ilgisizliğin bir anlamı
varmıy dı?
Bu ülkeyi yönetenler, son aylarda Türkiye’de olup bitenlerden
rahatsız olduklarını açıkça belirtmişlerdi. Yaklaşık dört ay önce
Amerika’da sağ kanadın İncili olarak bilinen Wall Street Journal
gazetesi, Türkiye’yi ağır bir şekilde eleştirmişti. Ondan daha öncede,
sağcı William Safire Türkiye’ye göz dağı vermeyi amaçlayan bir köşe
yazısı yayınlamıştı. (Yönetime çok yakın olan bu gazete ve bu yazarın,
yönetimden habersiz böyle yazmaları olanaksızdır.) Irak savaşı ve
sonrasında yüzde 99’u Müslüman Türkiye’yi kullabileceklerini zan
ederek yola çıkan sağcı yönetim, son zamanlarda bu düşüncenin
saçmalığını anlamış, fakat kabahati kendileirnde bulacaklarına
Tirkiye’yi suçlamaya başlamışlardır. Zaten ülkesini teokratik bir yöne
çekmek isteyen Hiristiyan Bush’un, ülkesini daha “koyu” bir İslam’a
boyamak isteyen Erdoğan’la olan ilişkisinin eninde sonunda çatlak
vereceği belliydi.
Dini politik amaçla kullandığı için Bush’a çok kızan solcu
basının, dini aynı şekilde kullanan Erdoğan’a ılımlı bakmasını
beklemek olanaksızdır. Dolayısıyla, Erdoğan’ın bu ziyareti Amerika’nın
hem sağcı ve hem de solcu kesimi tarafından pek önemsenmemiştir.
Tayyip Erdoğan’ın İngiliz başbakanı Tony Blair’den hemen sonra gelmesi
belki bir talihsizliktir. Çünkü Amerikan basın ve televizyonu,
Blair’in ziyaretine geniş yer vermiş ve Amerika’nın İngiltere ve
Türkiye’ye verdiği zıt değerleri açık bir şekilde sergilemiştir.
Fakat, benim kanaatımca, Erdoğan’ın Amerika’ya gelişinin zamanlaması o
kadar önemli olmayıp, Amerika’nın Türkiye’ye bakışını değiştirecek bir
unsur değildir.
Son zamanlarda gittikçe “Hiristiyanlaşan” Amerika yönetiminin,
Müslüman Tayyip Erdoğan’a soğuk bakmaya başlaması doğaldır ve inanca
bağlı bir kutuluplaşmanın gittiçe belirlendiğinin bir işaretidir. Bu
kutuplaşmanın dünya için hayırlı olmayacağı da bellidir. Amerika’daki
biz Türkler, dini polikaya alet ettiği için Bush’a çok kızgınken,
kendi başbakanımızın aynı oyunu oynamasına elbette iyi bir gözle
bakamayız. Gönül isterdiki başbakanımız, çocukılarını dini kuralları
uygulamak için (sıkma baş) Amerika’ya gönderdiğini söyleyeceğine,
Bush’a tuttuğu yolun saçmalığını söylesin. Amerika’daki basın
toplantıssında dinsel bir kutuplaşmanın felaketini anlatan bir
Erdoğan’ın, değil Amerika’da, bütün dünyadaki göreceği ilgiyi tahmin
edebilirsiniz
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya tıklayınız..
Hicri Köroğlu
|