Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
CİHAD
Onbir Eylül 2001’den sonra Amerikalılar
İslam’ı hızla öğrenmeye çalıştılar. İslam, yeni yayımlanan birçok
kitabın, gazete yorum sayfalarının ve televizyon “açık oturumlarının”
önde gelen konularından biri olmaya başladı. Gazete ve
televizyonlarda, değişik Amerikan universitelerinden İslam kürsüsü
profesörleri, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan ve diğer İslam
ülkelerinden bu konuda uzmanlar sık sık yorum yaptılar, sık sık konuk
olarak televizyona çıktılar. Bu tür aktiviteler son zamanlarda ivme
kaybetmeye başlamışsa da, İslam hala Amerikalıların ilgisini çeken
önemli konulardan biri olmaya devam ediyor. Özellikle Cihad sözcüğünün
İslam’daki anlamı en çok sorgulanan bir şey olma özelliği
taşımaktadır.
Amerika’nın önde gelen sözlüğü, Webster’s Collegiate Dictionary’e,
göreCihad (İngilizcesi Jihad olarak yazılır) “İslam adına girilen
kutsal bir savaş” tır. Cihad, Usama Bin Laden dahil, birçok
Müslüman’ın savaş sırasında kullandığı bir sözcüktür. Bu sözcüğü en
son kullanan Saddam Hüsseyin olmuştur. Burda bilinmek istenilen, bu
sözcüğün başka anlamı olup olmadığıdır.
Bu konuda yorum yapan bütün İslam uzmanları, Amerikalılar dahil,
Cihad’ın esasında “Yaratan’a ermek amacıyla kişisel bir arayış”
olduğunu ve sözcüğü başka anlamda kullananların art niyetli
olduklarını savunmuşlardır. Bazıları Cihad’la Haçlı Sefer’ini
(İngilizcesi Crusade) karşılaştırmışlar ve Haçlı Sefer’inin çok daha
kırıcı bir deyim olduğuna değinmişlerdir. Öbür yandan bazı Hiristiyan
sözcüleri, Pat Robertson ve Jerry Falwell gibi, Cihad’la şiddeti
eşleştirmişler ve İslam’ın Hiristiyanlıktan çok daha savaşsever bir
din olduğunu söylemişlerdir. Falwell, söyledikleri için özür dilemişse
de, kanımca Amerika halkının genel düşüncelerini dile getirmiştir.
Türkiye’de doğup büyümeme rağmen, Cihad hakkında, 11 Eylül’e kadar,
pek düşündüğümü söyleyemem. Fakat sözcük günün konusu olduktan sonra
bildiklerimi ve duygularımı gözden geçirmek gereksinimi duydum.
Amerikalılar, Crusade (Haçlı Seferi) sözcüğünü çok sık kullanan bir
toplumdur. Örneğin fakirliğe karşı crusade, esrar’a karşı crusade,
yolsuzluğa karşı crusade, halkın sık sık duydukları arasındadır. 40
yılı aşan Amerikan yaşamıma dayanarak söyleyebilirimki Crusade
sözcüğünün nereden geldiğini bilen Amerikalıların sayısı nüfuslarının
yüzde onundan azdır. Crusade, ortaya çıktıktan yaklaşık bin sene
sonra, her çaba için kullanılan bir sözcük olmuştur. Bu demek değildir
ki Başkan Bush’un terörle savaşı “Crusade” olarak tanıtması doğrudur.
Sözcüğün İslam dünyasında yaratacağı rahatsızlığı göz önünde tutup,
kullanmaması gerekiyordu. Fakat hem sözcüğün anlamının epey değişmiş
olması ve hem de Bush’un herkesçe bilinen gafları, ortalığı
yatıştırmada etkili olmuştur.
Belki bilgisizliğimi gösterir ama, Cihad’ın “bir iç arayış” olduğunu
ilk kez 1.5 sene önce duydum. Tarih kitaplarımız Cihad’la savaşı
birleştiren örneklerle doludur. Örneğin, Osmanlı sultanlarının hemen
hepsi, Avrupalılarla savaşı (saldırı vaya savunma olsun) Cihad ilan
ederek başlatmıştır. İslam’da “iç arayışı” en iyi dile getiren belki
de bizim Sufi şairlerimizdir. Fakat onların bu “iç arayışa” Cihad
dedikleri ne bize öğretilmiştir ne de Sufi şairlerin en yücesi Yunus
Emre’nin şiirlerinde böyle bir benzetme vardır. Ayrıca, benim köyde
okur-yazar olmayanlar dahil, Müslümanların büyük çoğunluğu (benim
inandığım), Cihad’ı Webster’de tanıtıldığı gibi algılarlar.
Beni kurcalayan bu gibi düşüncelere, konu hakkında benden fazla
bilenler de değinmiş ve sözcüğün, esas anlamının “Tanrı’yla bir olma,
onunla birleşme” çabası olduğunu söylemişlerdir. Tarihte her dinin art
niyetlilerce istismar edildiğini ve İslam’da da Cihad sözcüğünün,
yüzyıllarca istismarından sonra, hak ettiği anlamı kazanma zamanı
geldiğini vurgulamışlardır. Aynı zamanda bunlar, İslam dininde
reformun, din hürriyetinin getirdiği dinamiklikten dolayı, belkide
Amerika’da başlayacağını ve bu reforlar arasında başka dinlerle uyum
sağlamının da olacağını dile getirmişlerdir.
Amerika dışındaki ileri gelen Müslümanların bu tür düşünceleri nasıl
karşılayacağını bilemem. Fakat başkaları ne yaparsa yapsın, ne derse
dersin, uyumluluk, anlayış ve tolerans öğütlemek her insanın ve her
dinin görevi olmalıdır. Zengin/fakir ve hür/köle olarak zaten
kutuplanmış bir dünyada insanlığı birbirinden daha da uzaklaştıracak
pedegojiden vazgeçmemiz gerek. Böyle bir yakınlaşmayı Amerika’da ki
Müslümanlar mı yoksa İslam dünyasının içinden birileri mi sağlayacak
benim için önemli değildir. Önemli olan ilk adımları atmaktır.
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya tıklayınız...
Hicri Köroğlu
|