Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
HAYATI UZATMAK (Ölümü Ertelemek)
Birkaç hafta önce 12 yıllık bitkisel bir
yaşamdan sonra, beslenme tüpünün çekilmesi sonucunda, Terri Schiavo
öldü. Terri Schiavo son üç dört yıldır Amerikan dincilerinin bilime ve
onlara göre yaşamı önemsemeyen liberallere karşı verdikleri
mücadelenin bir sembolü olduğundan, bayan Schiavo’un iki haftalık
yaşam savaşı Amerika gündeminde birinci sıraya oturmuştu.
Dünyada açlıktan hergün ölen 40.000 çocuk, ya da Schiavo gibi ölen
binlerce kişi Amerikan sağı ve dincileri için önemli değildi.
Arkalarına Amerikan başkanı Georg Bush’u, Florida eyalet (Schiavo’nun
yaşadığı yer) valisi ve Bush’un kardeşi Jeb Bush’u ve hatta
Cumhuriyetçi millet vekilleriyle senatörleri alan dinciler, devamlı
protesto halindeydiler. Bazı televizyon kanalları (CNN ve FOX gibi)
nerdeyse günlük yayınlarının tümünü Schiavo’ya vermişlerdi. Böylece
politikacılar dinci kesime yaltaklık, televizyonlar da para yapacak
bir neden yakalamışlardı.
Konu, dincilerin, polıtikacıların ve medyanın baktığı kadar basit
değildir. On iki yıl önce bitkisel bir hayata girdi diye teşhis edilen
Schiavo’ya bir besi tüpü takılmış ve on iki yıl hayatta tutulmuştur.
Onu muayene eden her doktor, Schiavo’nun hiç bir ümidi olmadığını
söylmişse de, dinlerinde büyük mucizelere yer veren Hiristiyan
Amerikalılar, tüpün geri alınmasını bir bakıma Allaha’a
(Hiristiyanlığa) inanmamak olarak algılamışlardır. Esasında tek
tanrılı her dinde, tüpün alınması, Allah’ın artık hiç birşey
yapmayacağına inanmak olarak algılanır ki, o da kişinin Allah’ın ne
yapacağını önceden bilmesi olur.
Bilimin hayatı uzattığı, ya da New York Times’lı bir yazarın
dediği gibi, ölümü ertelediği bir gerçektir. Dolayısıyla, her toplum,
özellikle tek tanrıya inanan toplumlar, inançlarıyla bilimi
uzlaştırmak zorundadır. Hem Avrupa, hem de Amerika uzun yıllardır bu
soruyla karşı karşıya kalmış olmalarına rağmen, henüz, özellikle
Amerika’da, toplumca benimseneck bir uzlaşma ortaya çıkmamıştır.
(Örneğin, Hollanda ve Belçika ve başka Avrupa ülkelerinde ötenazi
kanunen serbest olmasına karşın, Amerika’da sadece bir eyalette,
Oregon’da ötenazinin kanunca bir sakıncası yoktur.)
Türkiye gibi batılılaşmakta olan bir çok ülkede de bu sorular yakında
daha sık sorulmaya başlanacaktır. Amerika’da ölüm “beynin ölümü” diye
tarif edilmesine rağmn, on iki yıldır beyni ölü olan Schiavo’nun
gördüğü ilgi, yalnızca aşırı sağcıların cahilliği veya saflığı olarak
algılanmamalıdır. Kendini Müslüman veya Hiristiyan olarak bilen veya
Allah’ın herşeyi yapabileceğine inanan biri için, beyni ölü olana
Allah’ın yeni bir beyin verebileceği inancı doğal değil midir? Ya da,
teknolojinin bütün hastalıkları eninde sonunda çözeceğine inanların,
kendi ölümlerinin yakın olduklarını inandıklarında, kendilerini
Batı’da cryogenic denilen (çok soğuk anlamına gelir) bir sıvıda
dondurmaları doğal değil midir? (Böylece kendilerini öldürecek
hastalığın çaresi bulunduğunda, bu kişiler “ısıtılıp” canlandıralacak
ve hastalıkları tedavi edlectir.)
Eskiden Schiavo ve gibilerini hayatta tutabilecek teknoloji yoktu.
Bunlar kısa zamanda ölürlerdi ve dolayısıyla böyle sorular sormanın
gereği yoktu. Fakat değişen teknoloji beraberinde bir çok soru da
getirmiştir. Örneğin: Allah’ın mucizesini beklemekten başka ümitleri
olmayan bitkisel bir hayat süren kişilerin yaşamlarını uzatmaktansa
(ölümlerini ertelemektense), hergün açlıktan ölen binlerce çocuğa
bakmak daha doğru değil midir? Hayatımızın sonunun gelip gelmediği
kararını, teknolojiyi kullanarak hayatımızı uzatanlara bırakmak doğru
olmaz mı? Vücüdumuzun diğer yerlerinden aldıkları damarlarla kalbimizi
tamir edenlere, “sen Allah’mısın” sorusunu sormazken, “yapacağımız
birşey yoktur” dediklerinde neden “sen Allah mısın” sorusunu sorarız?
Bence Müslüman toplumlar içinde bu soruları sormanın zamanı gelmiştir.
İslam dünyası, yüzyıllarca bu inancın en iyi inanç olduğunu savunmuş,
fakat cemaatını, son elli yıldır, ibadete bile inançları değişik
olanların aletlerini kullanarak çağırmaktadır. Teknolojik gelişmelerin
çoğunun kutsal kitabıında yazıldığını söylemiş, fakat bu gelişmerin
hiç olmazsa bazılarının neden bu inancı taşıyanlardan çıkmadığını pek
sorgulamamıştır. Artık sorgulamadan yaşamak mümkün değildir. Hayatın
uzatılması, ölümün tarifi, teknolojinin insanlığı nasıl değiştirdiği
(dğiştireceği) çok tartışılan konular olmuştur. İslam, ya bu
tartışmalara katılacak, ya da diğer toplumların arkasından yürümek
zorunda kalacaktır.
Terri Schiavo, bu konudaki tartışmalara Amerika’da ivme
kazandırmıştır. İslam’ın bu konuları tartışması için Schiavo gibi
birine gereksinimi yoktur. Bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyoruz.
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya tıklayınız...
Hicri Köroğlu
|