Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
DARWIN YANLIŞ MIYDI..?
Başlıktaki soru National Geographic
dergisinin Kasım 2004 sayısının kapağındaydı. Yalnızca kapağa bakmakla
yetinenler, Darwin’ın Evrim Teoremi’nin yanlış olduğunu
kanımsayabilirler. Amerika’nın ömenli bir bilim yayını olan
National
Geographic’in neden böyle bir kapak attığı değişik yorumlara açık olsa
da, David Quammen’in kaleme aldığı yazı, Evrim Teoremi’nin artık
kaçınılmaz bir gerçek olduğunu vurgulamaktadır. Yazarın kaleme
aldıkları özetle şunlardır:
"Evrim’e
kanıtlanmamış bir teorem olarak bakarak olup olmadığını sorgulamak
yanlıştır. Dünyanın güneş etrafında dönüşü, atomların varlığı,
elektrik akımı ve hemen hemen fiziksel olarak bilinen herşey birer
teoremdir. Bu teoremler, olaylar izlenerek, labaraturlarda deneyler
yapılarak ve doğa incelenerek kanıtlanır veya “çöplüğe” atılır. Zaten
bilimin üstünlüğü de gözlemlerce kanıtlanmayan teoremlerin yerine
yenilerini aramaktır.
Elektrik akımı, atom teoremi ve diğerleri gibi, evrim de artık
kanıtlanmış bir teoremdir. Labaratuvar deneyleri, fosil kalıntıları,
jeoloji, biyoloji, bio-kimya ve başka bilim dalları evrimin kaçınılmaz
bir gerçek olduğunu gün geçtikçe daha güçlü bir şekilde
kanıtlamaktadır. Doğada sık sık izlenen olaylar arasında tek hücreli
yaratıkların kısa zamanda değişimden geçerek DDT ve penisiline karşı
bağışıklık kazanmalarıdır. Canlıların bu tür “adaptasyonunu”
labaratuvarda deneyen bilim adamları, bir yıldan kısa bir zaman içinde
tek bir sinek cinsinden düzünelerce, akraba fakat yapıları değişik
türler yaratmışlardır. Bilim adamları, bu başarıyı, değişik grupların
besilerini ve çevre koşullarını değiştirmekle elde etmişlerdir.
Dünyanın milyarlarca yıllık geçmişini göz önünde tuttuğumuzda,
labaraturvarlarda kısa zamanda elde edilen “evrimin”, Evrim Teoremi’ni
kesin olarak kanıtlayan deneyler olduğu sonucuna varırız.
Evrim Teoremi’nin büyük problemi, kutsal kitaplarda yazılanlara ters
düşmesidir. Özellikle tek tanrılı dinler, evrenin altı gün içinde
yaratıldığını ve bunun yaklaşık yedi ile onbin yıl önce
gerçekleştirildiğine inanırlar. Televizyon izlerken veya mikrofonla
ezan okurken elektrik teoremini sorgulamayanlar, nedense evrimi
sorgular, ve evrimce anlatıldığı gibi değil de, Müslüman düşünür Hasan
Yahya gibi, evrenin altı gün içinde yaratıldığını savunurlar. Bunu
yaparken, evrimi kanıtlayan bütün delilleri yok sayarlar. Esasında
Evrim Teoremi yalnızca tek tanrılı dinler için bir promlem değildir.
Örneğin, Hara Krishna dininden Srila Prabhupada, yaratanın 8,400,000
canlıyı bir hamlede yaptığını savunur. Böylece reenkarnasyona birçok
seçenek verimiş olur.
Darwin, Evrim Teoremi’nde yüzde yüz doğru olmasına rağmen, evrimin
oluşundaki bazı düşünceleri, özellikle değişik türler arasındaki
değişikliklerin nedenleri konusunda, yanlıştır. Bu yanlışlar
Darwin’nin dehasını veya teoreminin yüceliğini etkileyecek şeyler
değildir."
Evrimin dinle çelişkisini, en iyi
şekilde dinle bağdaştıran, belkide Katolik kilisesidir. Vatikan’nın
resmi politikasına göre evrim kaçınılmazdır, fakat evrimi “olsun” diye
Tanrı başlatmıştır. Son zamanlarda bunun böyle olduğunu savunan birçok
Katolik bilim adamı vardır. Bunlardan biyo-kimya profesörü Michael
Behe “Darwin’in Kara Kutusu (Darwin’s Black Box, Touchstone, New York,
N.Y. 1996) kitabında hücre oluştuktan sonra evrime inanmamanın
saçmalığını yazar. Bütün belirtilere göre hücre milyarlarca yıl önce
oluştuğuna göre, ve milyarlarca yıl önce tek hücreli yaratıklar
dışında canlı olmadığına göre, hücreden sonra gelen bütün
yaratıkların nedeni evrimdir. Fakat Behe’ye göre, hücre tanrı
tarafından yaratılmıştır ve insanlarla sonuçlanacak evrim, Tanrı’nın
planlarına göre gelişmiştir.
Bilimsel bütün göstergelere rağmen, anketlere göre, evrenin dini
kitaplarda yazıldığı gibi yaratıldığına inanların sayısı, evrime
inanlarından daha çoktur. Bu Amerika için bile geçerlidir. Amerika’da
bilim ile inanç son zamanlarda büyük bir savaş içindedir. Son
zamanlara kadar, “aydınlanma” yolunu seçmiş görünen Amerikan yönetimi,
yön değiştirmiş gibidir. Okullarda yaratılışın dini açıdan da ele
alınmasını savunan kesim, yönetimden sıcak ilgi görmektedir. Esasında
son Amerikan seçimini Cumhuriyetçi Bush, dini kesimin büyük
katılımıyla almıştır. Bush yönetiminin seçilme uğruna “aydınlamayı”
feda ettiğini söyleyenler vardır.
Demokrasi, bilimsel gerçeklerin, özellikle evrim gibi artık kanıtı
gerçekleşmiş bir teoremin, halkın oyuna sunulmaması demek olmalıdır.
Daha ileri bidiğimiz Amerika evrimi bile halkın onayına sunduktan
sonra, Türkiye’de olan bitenleri yadırgamamamız gerekir.
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya tıklayınız....
Hicri Köroğlu
|