Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
ENERJİ SORUNU
Son ayların en popüler konularından biri
olan enerji, gazete, radyo ve televizyonlarda hemen hemen hergün en
ilgi gören konu olmuştur. Enerjinin birdenbire gündem başı olmasının
birçok nedenleri arasında aşağıda sıralananlar da vardır.
Çin ve Hindistan gibi kalabalık ülkelerin (iki ülke dünya nüfusunun
yaklaşık yüzde kırkını oluşturur) hızla gelişen ekonomileri ham
petrole olan talebi çok arttırmıştır. Bu iki ülke, özellikle Çin,
dünya petrol politikasında varlığını göstermeye başlamış, ve Sudan
gibi petrol üreten ülkelerle yakın ilişkiler kurmuşlardır. (Bir ara
Çin, Amerika’nın en büyük bir petrol şirketlerinden birini bile almaya
kalkmış ve bu da Amerika millet meclisinin bu girişime karşı bir kanun
çıkarmasına neden olmuştur.) Toplam nüfusuları iki milyarın üstünde
olan Çin ve Hindistan’ın enerji ihtiyaçları, hızla artmaya devam
edecektir. Çin’de örneğin, 2006 yılında 40 milyon civarında olan
motorlu taşıt sayısı, tahminlere göre, 2020 yılında 240 milyon
olacaktır.
Jeologlara göre dünyada var olan ham petrolün yüzde ellisini tüketmiş
bulunmaktayız. Ayrıca hızla artan talep, geri kalan yüzde elliyi çok
daha hızlı bir süreçte tüketmemize neden olacaktır. Dolayısıyla,
gelecek 30 ile 50 yıl arasında, dünya petrolü büyük ölçüde tüketilmiş
olacaktır. Bilim adamlarına göre son otuz yıldır çok ilerleyen
teknoljiye rağmen, önemli bir petrol yatağının bulunmaması, bu
tükenişin en büyük göstergesidir.
Dünya nüfüsunun yüzde beşini oluşturam Amerika, dünya ham petrolünün
yüzde yirmibeşini tüketmektedir. Amerika halkının umursamazca enerji
tüketimi ve bazıları yukarda belirtilen başka nedenlerden dolayı ham
petrolün varili 70 doların üstüne çıkmıştır. Bazı ekonomistlere göre,
10 yıl içinde bir varil petrolün fiyatı 150 dolar civarına
tırmanacaktır.
Bir taraftan hızla gelişen ekonomilerin bu ilerlemeyi
sürdürebilmeleri, öbür yandan gelişmiş ülkelerin hayat standartlarını
korumaları için, enerji sorununa bir çözüm bulunmasını acil kılmıştır.
Kitap, gazete, radyo ve televizyonlarda sık sık tartışılan bu
çözümlerin bazıları şöyle özetlenebilir:
Bitkisel Benzin ve Mazot: Mısır, soya fasulyesi, hatta çimden bile
akaryakıt yapılmaktadır. Brezilya’da örneğin, motorlu araçların
tükettiği akaryakıtın önemli bir oranı bitkilerden, genellikle soya
fasulyesinden, üretilmektedir. (Amerika’da mısır bu amaçla en fazla
kullanılan bitkidir.) Bitkisel akaryakıtakın bazı olumsuz yanları
vardır. Öneğin, bu tür akaryakıt kullanan araçların performansında
yüzde onluk bir düşüş olduğu gibi, dünyada elverişli her tarla
akaryakıt yapmak için kullanılsa bile, elde edilen akaryakıt,
ihtiyacın yüzde ellisinin altında kalacaktır. Ayrıca, bu akaryakıtın
da artık maddelerinden biri küresel ısınmanın en büyük nedeni olan
karbon dioksit gazıdır.
Hibrid Teknolojisi ve Elektrikli Araçlar: Hibrid teknolojisi son bir
iki yılın en çok konuşulan “alternatif” enerji konusu olmuştur. Hem
standart motor ve hem de akü ile çalışan hibrid araçlar, reklamlara
göre, bir litre benzinle 20-25 kilometre gidebilmektedir. Bu araçlar,
motor
“boşta” iken elektrikli motor bataryasını şarz ederek kullanılan
akaryakıtın randımanı arttırmaktadır. Bu teknoloji, Tayota, Ford, GMC,
Honda gibi hemen hemen bütün araba şerketlerince kullanılmaktadır.
Elektrikli araçlar ise, bütün gücü bataryalarından elde etmektedir.
Son zamanlarda hem hibrid ve hem de batarya teknoljilerini
eleştirenler vardır. Bu eleştirilere göre, şehir dışında (örneğin
otobanlarda), 100 kilodan daha ağır bataryaları taşımak zorunda olan
hibrid arabaların randımanı çok düşmektedir. Bunlara göre standart bir
Honda Civıc, kara yolunda Honda Civic Hibridden çok daha
randımanlıdır. Elektrikli araçlar ise yeni elektrik santralları
gerektirmektedir. Genelde kömür kullanan bu santralların, hem çevre
kirliliği açısından ve hem de küresel ısınma açısından sakıncaları
çoktur. Ayrıca hibrid arabalarda 100, elektrikli araçlarda 500 kilodan
ağır bataryaların süreleri bittikten sonra, doğaya nasıl geri
gödöndürüleceği bu teknolojilerin sorunları arasındadır.
Rüzgar, Güneş ve Başka Doğal Enerji Kaynakları: Son yıllarda doğal
enerji kaynakları arasında en fazla ilgi gören rüzgardır. Teknolojik
gelişmeler, elektrik üreten değirmenlerinin randımanını bir hayli
arttırmıştır. “Değirmen çiftliklerinin,” Danimarka’da yapıldığı gibi,
tarım için kullanılabilinecek tarlalara değlde, denize kıyılarına
yerleştirilmesi, rüzgara gün geçtikçe önem kazandırmaktadır.
Son yıllarda deniz dalgalarından bile elektrik üretilmektedir. Zaten
güneş, gayzer ve su uzun yıllardır enerji kaynağı olarak
kullanılmaktadır.
Doğal enerji kaynaklarının fazla eleştirilecek özellikleri olmasa da,
o kaynakların olmadığı günlerde (örneğin rüzgarsız ve bulutlu
günlerde), “klasik” teknolji ile üretilen enerji gerekecektir. Kömürle
çalışan bir elektrik santralinin örneğin, rüzgarsız bir günde, çabucak
devreye girmesi zorunlu olacaktır. Bunun ekonomik bir şekilde nasıl
çözüleceği henüz bilinmemektedir. Son yıllarda, sudan elektrik üretmek
te eleştirlmektedir. Bu amaçla yapılan barajların doğaya çok zararlı
olduğunu savunan önemli sayıda bilim adamı vardır.
Karbon Bazlı Klasik Kaynaklar (Doğal Gaz, Kömür) ve Nükleer Enerji:
Dünyanın en büyük kömür rezevleri Amerika’da olduğu gibi, doğal gaz
rezevleri arasında da, Amerika dünyada ön sırada gelmektedir. Büyük
kömür ve doğal gaz lobilerinin Amerika’yı kömür ve doğal gaza büyük
önem vermelerini zorlıyacaktır. Son aylarda kömür lobisi örneğin,
teknolojinin kömürü nasıl “temiz” bir akaryakıt yaptığını, kömürden
sintetik petrol üretildiğini reklamlarla sık sık vurgulamaktadır.
Nükleer enerji lobisi ise, yaklaşık 30 yıldır yeni nükleer santrallere
izin vermeyen Amerika hükümetin, bu kararı geri almasını istemektedir.
Teknolojisi çok ileri Amerika’nın, özellikle kömürü, daha temiz ve
daha randımanlı bir alternatif yapmak için büyük para harcıyacağı
kesindir.
Enerjiyle ilgili daha çok yazılacaklar vardır. Hidrojen enerjisi
örneğin, sık sık gündemdedir. Uzun yıllardır hidrojen uzay gemilerinde
enrji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Fakat hidrojeni güvenilir bir
enerji kaynağı olarak kullanabilmek, onu ekonomik bir şekilde elde
edebilmeyi gerektirmektedir. Hidrojenin ucuz bir şekilde elde edilip,
ucuz bir şekilde depolanması, bilim adamlarına göre, henüz ufukta
görünmemektedir.
Enerji, gelecek yıllarda da üstünde en fazla durulan konulardan biri
olacaktır. Bir taraftan tükenen petrolün yerini alacak kaynakların
küresel ısınmayı olumsuz etkilememesine çalışılacak, öbür yandan
petrolden daha çok zenginleşecek Suudi Arabistan, Norveç, Venezuala ve
diğer ülkelerin bu zenginliği nasıl kullanacağı, kullanmaları
gerektiği, sık sık tartışılacaktır. (Petrol ihraç eden Sudan örneğin,
petrole çok ihtiyacı olan Çin’e güvenerek Darfour’daki soy kırımına
devam etmektedir.)
Yüzyıldan fazladır dünya ilişkilerinde en büyük rolü oynayan petrolün
yerini neyin alacağı merakla beklenmektedir.
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya
tıklayınız...
Hicri Köroğlu
|