Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
AMERİKAN SEÇİMLERİ
Yaklaşık bir ay önce Türkiye’nin ileri
gelen gazetelerinden birinde okuduğum ve Amerika’nın başkanlık
seçimlerini içeren yazı ilgimi çekti. Yazıda, 2004 yılının başkanlık
seçimlerinin hem Amerika ve hem de Türkiye için önemi vurgulanıyor ve
konuyla hepimizin ilgilenmesi gerektiği yazılıyordu. Yazıya böyle
başlandıktan sonra her iki adayın (Cumhuriyetçi Bush ve Demokrat
Kerry) iç ve dış politikaları özetleniyor ve Demokrat Kerry’nin
seçilmesinin hem Türkiye ve hem de Amerika için daha iyi olacağı
sonucuna varılıyordu. Varılan sonuç tartışmaya açık olsa bile, iki
aday arasındaki ayrıntıların kaleme alınması hoşuma gitmişti.
O yazıyı okuduktan birkaç gün sonra, Amerika’da Türk toplumunun sesi
olan ATAA’dan seçimle ilgili elektronik posta geldi. Beklediğim gibi,
ATAA üyelerine Bush’u desteklemelerini öneriyordu. Verilen en önemli
nedenler arasında Bush’un Türkiye desteği ve “yolun yarısında at
değiştirmenin” sakıncaları vardı. Bu öneriyle ATAA, ülkemizin belki de
en az sevilen Amerikan başkanı olan Bush’u desteklememizi istiyordu.
ATAA’nın genelde Cumhuriyetçi (sağ eğilimli) poitikası benim için
sürpriz değildi. Örneğin baba Bush döneminde ATAA, savunma bakanlığı
için aday olan John Tower’ı desteklememizin Türk toplumu için çok
kritik olduğunu yazmıştı. Ayyaş ve kadın kovalamayla meşhur Tower’ın
senatoca onaylanması için kendi bölgemizin senatörlerine baskı
yapmamızı istenmişti. Bir çoğunun “çifte vatandaş” olduğu Amerikan
Türk diasporasından Amerikan vatandaşlık haklarının kullanılması
istenmiş ve kişisel düşüncelerimizi “vatan” uğruna göz ardı etmemiz
savunulmuştu. Desteklememiz istenen kişinin siyasi görüşü ve karakteri
önemli değildi.
Cumhuriyetçilerin Türkiye’ye daha sempatik oldukları ATAA’nın temel
inançları arasındadır. Bence bu inancın gerçekle bir ilgisi yoktur.
Türkiye’nin en büyük taraftarları arasında West Virginia senatörü
Robert Byrd, Kalifornia millet vekili Lantos, ve eski New York millet
vekili Stephen Solarz vardır. Bunların üçü de Demokrat’tır. Ayrıca,
belki de Türkiye’de en sevilen Amerikan başkanlarından Clinton da
Demokrat’tır. Köktendinci Hiristiyanların hemen hemen hepsini çadırı
altında barındıran Cumhuriyetçilerin, Müslüman Türkiye’ye olan
sempatilerine acaba “köprüden geçene kadar” bize dayı mı diyorlar
şüphesiyle bakmak gerekir. “İsa’yı bulduktan” sonra yaşama geldiğini
savunan, başkanlığa seçilmesinin, olumlu şeyler yapması için (ki bu
olumlu(!) işer arasında Irak’a saldırmada var), Tanrıca emredildiğine
inanan Bush’u desteklememiz acaba doğru mudur?
Zaten diğer etnik gruplarla karşılaştırıldığında, Amerikan Türklerinin
seçimi yönlendirebilecek güçleri yoktur. Hele seçimlerin bu kadar
yakın olduğu bu dönemde, desteğimizi şu veya bu partiye vermenin bir
mantığı da yoktur. Türkiye için kritik konulardan bir olan Ermeni
soykırım tasarılarına hem Demokrat Clinton ve hem de Cumhuriyetçi Bush
karşı gelmiştir. Biz Amerikan diasprasondaki Türklere düşen görev,
Amarikan yönetimi kim olursa olsun, kendi çıkarlarımızı dürüstçe
savunmak, karşıt fikirlerde olan yönetim üyelerine Türkiye açısını
mantıklı bir şekilde anlatmaktır. Promleme bu şekilde yaklaşmanın
başarılı örnekleri de vardır. 1976’da Carter seçildiğinde Atina’da
şenlikler düzenlenmiş ve Carter yönetiminin başlangıcından hemen sonra
Türkiye’nin Kıbrıs’tan çıkacağı söylentileri Amerikan Yunan lobisi
tarafından her yere duyrulmuştur. Fakat başkan olduktan sonra, Carter
gerçeği görmüş ve başkanlığını şölenle kutlayan Yunan’lıların bir yıl
sonra Atina’da ona karşı lanet yürüyüşleri yaptıklarına tanık
olmuştur.
Kişisel özgürlüğün kutsal olduğu Amerika’da, herkesin kendi görüşüne
göre oy kullanması savunmamız gereken bir şey olmalıdır. Amerikan Türk
diasporasında hem Demokrat ve hem de Cumhuriyetçi vardır. Türk
gazetesinde yapıldığı gibi hepimizin görevi, iki ileri gelen adayın
değişik konularda tutumlarını araştırmak, dış politika görüşlerini
incelemek ve politik görüşlerini benimsediğimiz adaya oy vermektir. Bu
araştırma ve inceleme sırasında, adayların Türkiye’ye bakış açılarının
önemi tartışılmaz bir gerçektir.
Amerika’da kırk yılı aşan yaşamım sürecinde, karşımdakinin siyasi
görüşü ne olursa olsun, ülkemi olumlu bir şekilde tanıtma veya
savunmada hiçbir güçlük çekmediğimi gururla belirtmek isterim.
Dolayısıyla Amerika’nın küçük bir etnik grubu olan bizlerin başkanlık
seçimlerinde birini veya öbürünü kayıran bir tavır tutmamızın zararlı
olduğuna inanıyorum. Ülkemizin amaçlarının doğruluğuna içten
inandığımdan, kendi vicdanıma göre bu seçimlerde oy verecek, ve kim
seçilirse seçilsin, Türkiye’yi her zaman olduğu gibi yılmadan
savunacağım.
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya tıklayınız...
Hicri Köroğlu
|