Editörden Aylık Yazılar / Yorumlar / Açıklamalar Ana Sayfa|Reklam|İletişim|Başlangıç|Bookmark|English   
Bu sayfayı arkadaşınıza tavsiye edin..!   



Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu

1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi. Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.

Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.

Editöre yanıt vermek veya konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen Mesaj Panosu'nu kullanın.

 

 

ERMENİ İDDİALARI ve ABD TÜRKLERİ

Son on yıldır, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Amerika’da da Ermeni diasporası, varsaydıkları soykırımı Amerikan halkına kabullendirme amaçlı bir çaba içindedir. Aradıkları sempatiyi terörle elde edemeyince, enerjilerini politik meydana yönlendirmişler ve burdaki her hükümet birimine “baskı” yapmaya başlamışlardır. Mahalli ve eyalet çapında bazı başarılar elde etmelerine rağmen, federal parlementodan istediklerini henüz alamamışlardır.

Esasında yerel başarıları küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Amerikan okul sistemleri, seçimle gelen ve diğer hükümet birimlerinden bir hayli özgür olan kurullarca yönetilir. Beş milyonluk Minnesota eyaletinde 300’e yakın “özgür” okul kurulu vardır, bütün Amerika’da ise binlerce. Bunlardan bazıları, Ermeni kökenli Amerika’lıların isteğine uyarak, Ermeni tezini benimsemişler ve okullarında tarih eğitimini Ermeni tezine uyumlu bir şekilde yapmaya başlamışlardır. Fakat Ermeni lobisinin esas amacı, dünya kamu oyunda çok büyük yankılar yapacak Amerikan federal parlementosundan çıkan ve  24 Nisan’ı Ermeni soykırımı günü olarak belirleyen bir bildiridir. İlk bakışta çok masum görünen böyle bir bildiriyi, Ermenilerin kendilerini esas amaçlarına götürecek bir basamak olarak gördükleri şüphesizdir.

Bu, Türkiye hükümetinin özür dilemesi, para tazminatı ve toprak isteğini içeren çok boyutlu bir amaçtır. Fakat son üç dört yıldır Ermeni tezini savunanlar, bunları dile getireceklerine, savlarını kabullenen Türkiyenin temizlenecek vicdanından söz etmektedirler. Böylece hem savunduklarının ispat edilmiş tarihi bir gerçek olduğunu, ve hem de ne kadar alçak gönüllü olduklarını her fırsatta dinleyicilere sunmaktadırlar.

İki Şubat, 2001’de yerel gazetemizde bir yazısı yayımlanan Steven Feinstein (Minnesota Üniversitesi Humprey Enstitüsü insan hakları bölümünden sorumlu kişi), bu tezi savunmuş ve Almanya Yahudi katliamını kabullenmekle nasıl vicdanını temizlemişse, Türkiye’nin aydına çıkması için aynı şansı olduğunu yazmıştır. Ermeni yanlısı Bay Feinstein, Ermeni iddialarının doğru olmayabileceğinin yanından bile geçmemiştir. (Bay Feinstein’nin düşüncelerini eleştiren yazım, beklediğim gibi, gazetimizce yayımlanmamıştır.) Feinstein’in yazısı yayımlanmadan bir iki ay önce eyaletimize konuşmaya gelen Ermeni asıllı Profesör Hovasian’da aynı doğrultuda konuşmuştur. Eyaletimizin Dış İşleri Komitesince çağrılan Ermenistan’ın Amerika büyükelçisi bile dinleyiciyeler aynı tez doğrultusunda seslenmiştir. Bu kişilerin planlanmış bir programı uyguladıkları açıktır.

Son yıllarda Amerika’nın dört köşesini ablukaya almış görünen Ermeni diasporasıyla çatışan Türk-Amerikalıların önündeki engeller nelerdir ve bu engelleri aşmak için neler yapılmalıdır?

Türklere Güvenirsizlik: Amerika’da, diğer Batı ülkelerinde olduğu gibi, Türklere güvenirsizlik vardır. Bunun nedenleri içinde Batı’nın İslama karşı ön yargısı ve Türklerin asırlarca Avrupa’nın doğusunun hemen hepsini kontrol altında tutması da vardır.  Tarihlerinde başka ırkların (örneğin Romalılar ve Avusturyalılar) istilasına uğramalarına rağmen, Sırpların Türklere karşı besledikleri   kin, esasında Batı duygularını yansıtan ve Avrupa’lıların Türklere kızgınlıklarını gösteren bir davranıştır.    

Ön yargının antidotu ön yargıya maruz kalanların bilinmesi ve tanınmasıdır. Türkiye’nin hergün artan turist trafiği, ülkemizin stratejik öneminin gün geçtikçe daha fazla anlaşılması ve Amerika’da ki Türk göçmenlerin, henüz politik sahaya yansımamasına rağmen,  başarıları bu ön yargıyı, yavaş olsa da, deiğiştirmektedir. Türkiye’ye tatile giden Amerikalılardan ülkemize hayran olmadan dönen yoktur ve Ermenilerin “canavar Türkler” söylemini çürüten en büyük kozumuzdur.

İlginçtir, Milli takımımızın Dünya Kupasında 3. gelmesi bile Türklerin imajını olumlu olarak etkilemiş  ve 20. asrın başından beri bizleri yerin dibine sokan Ermenilerin abartı ve yalanlarını açığa çıkartmakta çok yararlı olmuştur. Bu olumlu gelişmelerin daha da etkin olması için, ağır başlı ve sağ duyuyla davranmaya devam etmemizin büyük önemi vardır.

20. Asrın Başında Amerika’ya Gelen Göçmenler: 20. asrın başında Osmanlı sınırları içinden Yeni Dünya’ya önemli sayıda göçmen gelmiştir.  Yeni Dünya’ya gelme nedenleri  ne olursa olsun, Hiristiyan kökenli bu göçmenler, Yeni Dünya’ya ayak basar basmaz, bütün Avrupa’nın içinde olduğu müthiş kargaşalığa rağmen, durumlarının acilliğini İslama ve Türklere yüklemişlerdir. Uzun süre karşıt bulamayan öyküleri bir efsane gibi her geçen gün daha da abartılmıştır. Amerika Amerika, Lawrence of Arabia, ve Gece Yarısı Ekspressi filmleri bu efsaninin örneklerindendir. Amerikalıların, kendi dinlerinden olan Yunan ve Süryani kökenli vatandaşların da destekledikleri Ermenilere, inanmamaları için şimdiye kadar elle tutulur bir neden yoktu.

Fakat son 50 yıldır Amerika’ya gelen Türk göçmenleri, denklemi değiştirmiştir. Her  ne kadar bizden daha önce gelen göçmenler Amerikan toplumunun, sanattan politikaya kadar, her safhasına daha kökten yerleşmişlerse de, zamanla bu eşitsizliğin de giderileceğinden eminim. Ermeni kökenli yazar William Soreyan, veya film yapımcısı Elia Kazan, bestekar Aram Kaçatorian, veya 8 yıl  Kaliforniya eyalet valiliği yapan Dökmeciyan’ın vardıkları yerlere Türk kökenli Amerikalıların da geleceğinin zamanı yakındır.

Eğitim: Amerika’da girdiğimiz her tartışmada Ermeniler bizim tarih eğitimimizin, özellikle 20. yüzyıl tarihiyle ilgili, ne kadar yetersiz olduğunu tekrarlarlar. Bu iddiada haksızda değildirler. Katıldığımız toplantılarda, Ermeni tezini benimsemiş profesörler, iki-üç nesil beyinleri yıkanmış Ermeni asıllı Amerikalılarla ve arkadaşları vardır. Çoğumuz, Ermenilerin söz konusu ettikleri olayları değişik belge ve kitaplardan öğrenmeye/anlamaya çalışmışsak ta, bu çalışmalar genelde sistemsiz ve plansız olduğundan yetersiz kalmıştır.

 

Tarih kitaplarımızda 20. yüzyıla daha fazla önem vermenin zamanı gelmiştir. Lise mezunu olarak Amerika’ya geldiğimde ne İkinci Dünya Savaşı, ne Rus-Japon Savaşı, ne de Hindistan ve Pakistan’a özgürlük getiren olaylar hakkında önemli bilgim vardı. 20. yüzyıl tarihinin okul kitaplarımızda daha ağırlıklı işleneceğini okumuştum. Bunun doğru olduğuna inanmak isterim.

 

Tavrımız: Bir taraftan tarihi önyargısız olarak tartışmayı savunurken, öbür yandan bizden farklı düşünenlere Türk düşmanı veya vatan haini demek yanlıştır. Böyle bir yargıya varmadan önce, karşıyı iyi dinlemek, kendi görüşlerimizi serin kanlılık ve mantıklı bir şekilde sunmak gerekir. “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” ata sözümüz bu konuda çok geçerlidir. 

Hergün dünyanın dört köşesindeki Türk derneklerinden Ermeni sorunuyla ilgili Internet vasıtasıyla binlerce bilgisayara ulaşan birçok yazı nın amacı nerdeyse bu “Türk düşmanlığını” veya “vatan hainliğini” ispatlamak içindir. İşin kötüsü, bu konuda bizleri çok aydınlatacak olan yazıların bu elektronik posta kalabalığında kaybolma tehlikelesidir.

 

Doksan yıla yakındır Amerika’da “soykırıma” uğradık diye propaganda yapan Ermeni diasporası, halkın şuuruna büyük bir nakış işlemiştir. Bunu birkaç yıl içinde değiştirmek mümkün değildir; sabır ve zaman ister. Unutulmamalıdırki, Türkiye’ninkide dahil, dünya tarihini  genelde Batı tarihçileri yazmıştır. Düne kadar katil Kolombos’u ve gaddar Kortez’i büyük kahraman olarak gösteren tarihçilerin Ermeni konusunda da hata yaptıklarını elbet birgün kabulleneceklerdir.

İşte o zaman aynı kültürün evlatları olan biz ve Ermeniler, yaralarımızı beraber sarabilir, bin yıllık ortak yaşamın sevinç ve heyecanını, 100 yıllık bir aradan sonra, tekrar konuşabiliriz. Bu amaca ulaşmanın, yurt dışında olan bütün Türkler gibi, anavatandaki vastandaşlarımızın kutsal saydıkları bir görev olmalıdır.

Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen buraya tıklayınız....
 

Hicri Köroğlu

Bu sayfayı arkadaşınıza tavsiye edin..!  

Diğer Yazılar: Ana Sayfaya Dön

Bütün hakları saklıdır. izinsiz kopya edilemez ve kullanılamaz..! Yasal Uyarı (Disclaimer)
Copyright © 2000-2008 Stork Corporation-Turkish-Media.Com bir Stork Corporation Kuruluşudur...
Hicri Koroglu HİCRİ KOROGLU hicri koroğlu Hicri KÖROĞLU HICRI