Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu
1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi.
Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan
sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.
Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji
müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.
Editöre yanıt vermek veya
konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen
Mesaj Panosu'nu kullanın.
|
|
VOYAGER (YOLCU)
Birkaç ay önce
gazetelerden Voyager 1 ve onu bir milyar mil geriden takip eden
Voyager 2 uzay araçlarının çok yakında güneş sistemimizi terk
edeceklerini okuyunca üzülmüştüm. Voyager’lar 1977 yılında güneş
sistemi hakkında araştırma yapmak için uzaya fırlatılmış ve 30 yıl
boyunca dünyaya çok önemli bilgiler aktarmışlardı. Voyager 1’in
Saturn’ün halkaları arasında bir meteora çarpma olanağının çok yüksek
olduğunu düşünen gök bilimciler, onun geri gönderdiği resimleri
ilgiyle izlemiş, aracın Saturn’ün halkalarından sıyrılıp, oradan kaza
yapmadan uzaklaşmasına çok sevinmişlerdi.
Benim için bilimden daha
heyecanlı olan, Voyager 1’in taşıdığı altın plaktı. Astronom Carl
Sagan (1934-1996), uzun bir çabadan sonra, Jet Propulsion Laboratory
(JPL) ve NASA’yı ikna ederek araca yerleştirilecek altın bir plak
hazırlamıştı. Güneş sistemini geride bıraktıktan sonra, sonsuz bir
uzay yolculuğuna çıkacak Voyager’ın, olası ‘akıllı’ yaratıkların eline
geçmesi durumunda, plak Voyager’ın nerden geldiğini şemalarla
anlatacak ve iğnesiyle gelen plağın nasıl çalıştırılacağını
açıklayacaktı. Plağa dünyadan her türlü müzik yanında, birçok doğal
seslerde (deniz dalgaları, yağmur, kuş ötmeleri v.b.) kaydedilmişti.
Ayrıca plak, Akkadian’dan (Sümerlerin dili) Wu (Çincenin bir lehçesi)
diline kadar dünyadaki hemen hemen her dilden selam götürüyordu. Plağa
eklenen Türkçe selam bu linkten (
http://voyager.jpl.nasa.gov/spacecraft/languages/turkish.html
dinlenilebilinir ve şu sözler kaydedilmiştir: “Sayın Türkçe
bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayırlı olsun.” JPL’in
Voyager’la ilgili Internet sitesindeki, sıkça sorulan sorular arasında
(frequently asked questions (FAQ)) bir Türkün yukardaki selamın
Türkiye’de pek kullanılmadığıyla ilgilidir.(Selamı dinlendiğimde,
selamı seslendirenin Türk olmadığına karar verdim.) Voyager
sitesindeki Türkçe selamla ilgili itiraza katılmakla beraber, plağın
dinlenme olasılığının hemen hemen sıfır olduğuna ve dinlense bile
dinliyenin Türkçe (veya herhangi bir dünya dilini) anlayacağına hiç
olanak vermiyorum. Plakla ilgili başka bir ayrıntı da, Carl Sagan’ın
Mumurs of Earth (plağa da verilen isim) kitabıdır.
Voyagerlar 30 yıl güneş
sistemini dolaşmış ve birçok ‘ilki’ gerçekleştirmişlerdir. Jupiter,
Saturn ve başka gezegenleri hem ziyaret, ve hem de onların yer
çekimlerinden yararlanıp ivme kazanarak, hareket etmişler, birçok
tehlikeyi kazasız belasız atlatmışlardır. Bunlardan en önemlisi
Voyager 1’in Saturn’un halkalarını bir meteora çarpmadan, zararsız
atlatması ve hatta halkalarla ilgili bilgilerimizi kat kat artıran
resimler göndermesidir. Voyager 1’in Saturn macerasını Voyager 2’nin
Neptune ve Uranus’e (oralara giden ilk uzay aracı) ziyareti takip
etmiş ve son olarakta, 2007’de, Vopyager 1 güneş sistemini terk
etmeden hemen önce antenini dünyaya yöneltmiş ve ilk kez bu kadar uzak
bir mesafeden güneş sistemin resmini dünyaya ilettikten sonra
aramızdan ayrılmıştır. Bu resimleri (
http://voyager.jpl.nasa.gov
sitesinden izlemek mümkünse de, reimleri anlamak için bence gök
bilimci olmak gerekiyor diye düşünüyorum.) Halkın Voyagerların otuz
yıllık uzay serüvenlerini ilgiyle izlemesi onları birer ‘halk
kahramını’ yapmış ve binlerce yıl (belki de onbinlerce) insanlığın
hayalinde kalacaklarını garantilemiştir.
Yukarda değindiğim güneş
sistemi resmi, Voyager 1’in bize en son gönderdiği mesaj olabilir.
Voyager 1, astronomların heliopause (helio = güneş, pause = ara
vermek) dedikleri ve güneşin etkisinin limiti olan bölgeyi geride
bırakalı birkaç ay oluyor. Otuz yıldır Deep Space Network (DSN) (Derin
Uzay Ağı) ile bizimle irtibatta olan Voyager, derin uzaydan bize
ulaşabilecek mi, bilinmiyor, ama bir meteora çarpmaz veya bir kara
delik tarafından yutulmazsa, Voyager 1’in (ve ikizinin) sonsuza kadar
evreni dolaşacağı biliniyor.
Son otuz yıldır bu uzay
araçları Amerikan teknolojisi ile bizlere ulaşmış, onların haberleri
bizlere JPL tarafından iletilimişti. Dolayısıyla Voyagerlar
Amerika’nın ‘eserleriydi’. Fakat bu araçlar güneş sistemini geride
bırakıp sessizliğe büründüklerinde, Amerikalı olmaktan çıkmış ve benim
gözümde insanlığın eseri olmuşlardır. Zaten bir tesadüf eseri ‘akıllı’
yaratıklar tarafından bulunurlar diye hazırlanan altın plak insanlıkla
ilgilidir, Amerika ile değil.
Bir nehirde akıntıya
kapılıp yolculuk yapan bir tekne gibi, Voyagerlar da uzayda yörüngesiz
ve amaçsız bir yolculuğa başlamışlardır. Onların ‘akıllı’ yaratıklarla
karşılaşıp karşılaşmayacakları bence o kadar önemli değildir, çünkü bu
olayın olup olmadığını nasılsa bilemeyeceğiz. İngiliz Sir Martin Ryle
gibi bazı bilim adamları, ‘akıllı’ bir medeniyet Voyagerlerı bulur
kuşkusundan onlara insanlığın nerede olduğunu göstermenin çok
tehlikeli olacağını düşünmüş ve plağa karşı çıkmıştır. Fakat radyo
dalgaları nerde olduğumuzu ‘akıllı’ yaratıklara günde milyonlarca kez
ilettiğinden (dalgaların kaynağını saptamak çok kolay) Ryle’ın
düşündüklerine kimse kulak asmamıştır. Aslında ben plağın, akıllı
yaratıklar için değil de, insanlar için tasarlandığına ve uzayın
sonsuzluğunda yolculuk yapacak bir geminin bizler tarafından yapıldığı
bilgisinin bize getireceği ilhama bağlı olduğuna inanıyorum. Bence
Amerika’nın en popüler bilim adamlarından olan Carl Sagan, insanlık
adına yarattığı bu eserle, dünyanın en güçlü ülkesinin bütün dünya
insanlarına nasıl bir ilham kaynağı olabileceğini göstermiştir.
Uzaya fırlatıldıklarında
bir tondan hafif olan bu araçlar, Amarikalıların savaşta kullandıkları
birçok bombadan daha hafif olmalarına rağmen, insanların var oluşu
sürecinde, insanlık üzerindeki etkileri çok daha olumlu, çok daha
ilham verici olacaktır. Voyagerlar, Mısır’ın piramitleri, Komagene
krallığının Nemrut’taki kalıntıları, v.b., bir kez daha
tekrarlanamayacak ender insan başarılarından biridir. Bundan böyle,
yıldız dolu gecelerde göğe baktığımda Voyagerların nerede olduğunu
düşünüp gördüklerim arasında insanlıktan (benden) bir parça olduğunu
hatırlayıp sevineceğim. Bazen merak ederim: insanlığı biraz olsun
sevindirmek bu kadar kolayken, neden Amerika başka yollar seçer.
NOT: Voyager hakkındaki teknik bilgiler Voyagerların Internet
sitesinden alınmıştır. (
http://voyager.jpl.nasa.gov/
)
Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen
buraya tıklayınız....
Hicri Köroğlu
|